23 Ekim 2010 Cumartesi

Hepiniz METİN gibi Oynayın


"Derbi gelmiş neyime, Rijkaard olmadıktan sonra." Aynen böyle düşünüyodum bikaç saat öncesine kadar ama gel gör ki lanet olası maç yine aklımı çelmeyi başardı. Ben genelde derbi maçlarını çok fazla önemsemem ya da şöyle diyim; Ankaragücü'nden aldığımız yenilgiyle fenerbahçeden alabileceğimiz yenilgi arasında pek bi fark görmem. Bir Avrupa maçını ise derbilere fazlasıyla tercih ederim.

Ancak bu sefer ki maç sıradan bi derbi niteliği taşımıyor. Galatasaray, hep deriz ya hani geçmişten gelen bir ahlakı temsil eder diye, öyle günler yaşıyor ki sözünün arkasında durmayan, yeniliklere kapalı, birbirine saygısı-sevgisi kalmamış, başkalarının kuyusunu kazan, bencilliğin her şeyin önüne geçtiği bi camia haline dönüşmeye başlamıştır ve gelinen nokta bu 'ruh' halinin şu anki en üst noktasıdır. Böyle bir atmosferde kadıköye gidiyoruz ve Hagi-Tugay ikilisinden başka yarın sahada güvenilecek kimse de yok takımda. Ah keşke elimizde olsa da ortaya Tugay'ı önüne de Hagi'yi koysak.

Kadrodaki oyuncular maça hazır mıdır bilemeyiz ama biz, bu renklere gönül vermiş insanlar, her şeyimizle hazırız maça. Bu maçtır geçmişimize ve kültürümüze tekrar dört elle sarılmamız gereken maç, bu maçtır o formanın her zaman sahaya favori olarak çıktığını hatırlatacak maç, bu maçtır Galatasaray adının geçtiği her yerde umudun olduğunu gösterecek maç, bu maçtır işte METİN gibi oynamamız gereken maç...

Siz oynamayacaksanız eğer bırakın biz çıkalım Tugay'la Hagi'yle maça. İlk 11'e girecek milyonlar hazır, bekliyor yarını. Hepsi gece yatağında gol attıktan sonra armayı öpüşünü hayal edecek gözünü kapadığında. Yok eğer oynayacaksanız, çıkın sahaya ve alın ulan şu maçı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder