29 Ağustos 2010 Pazar

2010 Dünya Şampiyonası: C Grubu analizi (1)



Bugün Ankara Spor Salon'unda bulunduğum için sadece 2. yarısını canlı seyredebildiğim Galatasaray maçıyla ilgili yazı yazmayacağım. Ama 2 günlük şampiyonayla ilgili bikaç şey karalayabilirm. Öncelikle salondan başlayalım. Yeni salon televizyondan görüldüğü gibi sahaya çok uzak ve görüş açısı neredeyse sıfır tribünlerden oluşmuyor. Çok değişik ve sıradışı bi mimarisi var, tribünün arkasındaki ihtiyaçlar ve alışveriş kısımları ise ferah, düzenli ve yeterli. Açıkçası ben beğendim.

Gelelim takımlara...
ÇİN: Yao Ming'in yokluğunda favoriler arasından çıkmaları çok normal ama onun gölgesindeki oyuncuların gün ışığına çıkınca ne yapacakları gerçekten merak edilen bir takım. Genel oyun yapıları aslında çok fazla çeşitliliğe dayanmıyor. 7 numara Wang Shipeng'in önce içeriyi karıştırıp sonra da dışarıda boşta bekleyen bi arkadaşına asisti ya da içerideki 11 numaralı Yi Jianlian'ı topla buluşturma çabası başrolü oynuyor takımda. İmkan bulsalar tüm topları Yi'ye indirecekler, haklılar da çünkü pota altına geldiği anda durdurulması çok zor bi oyuncu, dış şutları da fena değil; takımın Yao'dan sonraki yıldızı diyebiliriz. Diğer bir etkliisim ise 14 numaralı Wang Zhizhi; boyunun gerektirdiği gibi içeride değil tam tersine dışarıda tehlikeli, sürpriz üçlükçü (sürpriz de değil aslında). Yalnız Çin'de ne pas organizasyonu ne de savunma yerleşimi iyi. Alan savunması dışında neredeyse pek bişey düşünmeyen takım, bunu da beceremedikleri gibi sayısız 3 sayı atışı imkanı tanıdılar şimdilik turnuvada. Rahat yenebileceğimizi ama grup 4. olarak görebileceğimiz bir takım.
                
                                                                         
FİLDİŞİ SAHİLİ: Sadece hızlı hücumdan ekmek yiyebilecek onun dışında ciddi zaafları olan bir takım. Sete sette hiç bilinçli bir hücum oyunu uygulayamıyorlar. Fiziksel açıdan da özellikle pota altında çok yetersizler. Jonathan Kale biraz savunma öne çıkıyor, Mohamed Kone ise anlatıldığı kadar takımın yıldızı olabilecek bir oyuncu profili çizmedi bize. Konate ve Diabate'nin hücumda etkileri sayesinde Çin'i zorlasalar da bu gruptan galibiyet alamadan sonunculuğa mahkum olacaklar gibi.
                                 


YUNANİSTAN: Onlar da önemli oyuncularından eksik bir şekilde gelmelerine rağmen turnuvada tecürebesiyle en çok çekinilen takımlardan. Nikos Zisis takımı çok iyi yönlendiriyor birçok arkadaşına boş şut imkanı yaratabiliyor, Vassilis Spanoulis ise takımı her zaman sırtlayabilecek bir oyuncu; ki Porto Riko maçında son dakikalarda giden maçı almasını bildi. Eskiden alıştığımız gibi boş 3 sayılık buldular mı gözümü kapadığım takım gitmiş, şut oranı bir hayli düşen bir takım gelmiş. Çin maçında o kadar çok boş şut kaçırdılar ki Çin'i maça ortak ettiler. Grubun 2.si olacağını beklediğim, bizi ciddi anlamda zorlayabilecek tek takım.
                       


PORTO RİKO: Carlos Arroyo'dan çok şey beklenildiği sanılan ama çoğu kişiyi şaşırtan takım. Arroyo'ya topu vermeden oynadıkları her hücum hep bilinçli ve verimli. Takımın tartışmasız lideri Jose Barea. Takım arkadaşları durduğu anda o asla pes etmiyor ve kısa boyuyla rakip pivotlarına adeta meydan okuyor. Takımın düdüklere en çok reaksiyon veren ve itiraz eden oyuncusu. Arkadaşlarını sürekli oyunun içinde tutması ise turnuvanın sürpriz ekiplerinden yapıyor kendilerini. Yalnız yine de sorumluluk üstlenen oyuncu eksikliğinden maçın tamamına ortak olamıyorlar sanırım bu biraz da önceden Arroyo'ya bağlı br takım olmalarından dolayı. Maalesef grubu 5. bitirirlerse şaşırmayın.            
                        


RUSYA: Viktor Khryapa'nın ha döndü ha oynayacak bilmecesinin sürdüğü bir ortamda, takım olarak çok iyi uyum içinde olan disiplinli bir Rusya var karşımızda. David Blatt Türkiye'yi ve seyirciyi tanıyan bir koç, onun için psikolojik anlamda da takımını çok iyi hazırlamış ve sahada oyuncularının oyundan düşmesine hiç izin vermiyor. Sasha Kaun ve Sergey Monya bizim maçta ipi çeken isimlerdi. Savunma hatalarını kolay kolay affetmeyen, her türlü fırsatı kollayan bir takım. Yunanistan maçı onların sıralamasını belirleyecektir ama ben 3. olacakları kanısındayım.
                                         


Son olarak seyirci ve atmosferle ilgili bir şeyler aktarmak gerek. Çok bilinçli ve etkileyici bir Ankara seyircisi var salonda. Zaten basketboldan anlayan bir şehir olmuştur her zaman benim güzel ve gösterişsiz Ankara'm. Bir önemli not da Yunanistan kimle oynarsa onu ciddi bir şekilde destekliyor seyirci ve hatta Çin ve Porto Riko inanın ki o maçlara ortak bile olamazlardı seyircinin desteği olmasa. Yabancı seyirci de bunun farkında. Bugün Hido'yu bile geri döndürdüler ya şimdiden alkışlamak gerek Ankara'yı. Ama sırf RTE anonsundaki tepkileri bile her şeye yeterdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder